Tekirdağ-Süleymanpaşa Uydu Panorama

Tekirdağ, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık yirmi üçüncü şehri. 2014 itibarıyla 906.735 nüfusa sahiptir. Marmara Bölgesi’nin Trakya yakasında bulunur; doğuda İstanbul, güneyde Marmara Denizi ve Çanakkale, batıda Edirne, kuzeyde Kırklareli ve kuzeydoğuda Karadeniz ile çevrilidir. 2012 yılında nüfusu 750.000’i geçen 14 adet il TBMM’de kabul edilen kanun ile büyükşehir statüsü kazandığı için Türkiye’nin 30 büyükşehrinden biridir. 30 Mart 2014’te yapılan yerel seçimlerin ardından resmen büyükşehir belediyeciliği ile yönetilmeye başlamış; hizmet sahası 6.313 kilometrekare olarak tüm il sınırlarıdır. Bu kanunla 3 adet yeni ilçe kurulmuştur. Bunlar; Süleymanpaşa, Kapaklı ve Ergenedir. Bu ilçelerle birlikte toplam ilçe sayısı on birdir.

Tekirdağ, Bizans döneminde ??????? (Bisanthe) ve sonraları ??????? (Rodosto) adıyla anılmıştır. Kenti ele geçiren Türkler, şehre önceleri Rodosçuk, 18. yüzyıldan itibaren de Tekfur Dağı demeye başlamışlardır. Tekfur Ermeniceden alıntı bir sözcük olup Osmanlı Türkçesinde Hıristiyan hükümdarlara verilen bir sandır. Aslı tagovar, anlamı ise taç taşıyandır. Cumhuriyetin ilanından sonra tekfur sözcüğü atılarak yerine sesçe benzeşen tekir getirilmiştir.

Eski yaygın tarihi kabul, Tekirdağ’ı bir Yunan kolonisi olarak kurulduğunu kabul eder. Sisam Adasından gelen kolonicilerin ilk olarak kurduğu şehir “Bisanthe” adıyla bilinir. Bu ad ile bizans kelimesi arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Bu isim kent, Trakkökenli Odris Krallığı yönetimi altına girdiğinde de kullanılmıştır. Bu görüşü kabul edenler Roma İmparatorluğu döneminde şehrin “Rhaedestos” olarak yeniden adlandırıldığını öne sürer. Fakat Bisanthe şehrinin, Tekirdağ merkezde değil, merkeze bağlı Barbaros beldesinde olduğunu savunan yeni görüşler de vardır. Pliny adıyla da bilinen Romalı tarihçi Gaius Plinius Secundus, Bisanthe şehrinden ve bu şehirden ayrı “Resisto” adında başka bir şehirden söz eder.[4][3] Bu doğrultuda Bisanthe ismini değil de Resisto/Resisthon adı Tekirdağ’ın bilinen ilk ismi olarak kabul edilebilinir.

Önceleri Roma kökenli Rhaedestos ismi ile anılan şehir, Doğu Roma İmparatorluğu dönemine denk gelen Ortaçağ boyunca bu isimde gelen “Rodosto” adı ile bilinir. Osmanlılarda şehri ilk aldıklarında yine bu ismimden türetilmiş “Rodosçuk” ismini kullanır. Ama daha sonra şehir “Tekfurdağı” ismi ile anılmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında ise kentin güneybatısında yer alanTekir Dağı vesilesiyle şehrin adı “Tekirdağ” olarak resmileştirilmiştir.

Tekirdağ’da görülmeye değer sayısız eser bulunmaktadır.İlginç ziyaret noktaları arasında Macaristan’ınAvusturya’ya karşı mücadele etmiş bağımsızlık kahramanı Ferenc Rakoczi’nin 1720-1735 yılları arasında (başka bir deyişle, Osmanlı’nın Macaristan’ı kaybetmesinden sadece 35 yıl kadar sonra) Osmanlı İmparatorluğu’na sığındığı dönemde kaldığı 17. yüzyıl Türk evi sayılabilir. Ev bugün müze kimliğini taşımakta olup, Macaristan hükümetinin mülkiyetinde ve Türkiye’yi ziyaret eden Macarların vazgeçilmez uğrak yeri konumundadır.

Ayrıca Namık Kemalin doğum yeri olup adına düzenlenmiş Namık Kemal Evi müzeleştirilmiştir.

Şehir merkezinde Atatürk’ün birebir boyutlarındaki tek heykeli bulunmaktadır.

Her sene Haziran ayında Tekirdağ Kiraz Festivali adı altında ortalama 1 hafta süren etkinlikler düzenlenmektedir. İlk olarak 1962’de Kiraz Cümbüşü adıyla başlayan festival , günümüzde kent merkezi için önemli bir turistik faaliyettir.

Reklam Alanı